Türkiye ekonomisinin geleceği
Kavga değil kazan kazan
Türkiye ekonomisinin geleceği |
Yeni dönemin anahtarını "Uyum" olarak tanımlayan Albayrak, piyasalardan sade vatandaşa kadar geniş bir çevrenin merak ettiği konularda şu mesajları verdi:
EYLÜLE KADAR YENİ PROGRAM: Eylülü bulmadan sadece Kalkınma'nın, Hazine'nin ya da Merkez'in değil, tüm bankaların, reel sektörün, finans çevrelerinin, akademinin de içinde olduğu, bugüne kadar olmadığı kadar gerçekçi, güçlü ve sağlam alt başlıklarıyla desteklenmiş bir programı paylaşacağız. Burada gerçekçiden kastımız, küresel dinamiklerdeki değişikliklere, sınamalara, çok daha sağlam bir temelle yaklaşan bir program.
ETKİLİ İLETİŞİM: Aynı hedef doğrultusunda, hızlı, eşgüdümlü bir iletişim stratejisini hem kamu hem özel tüm paydaşlarla uygulayacağız. Kimse, kimseye fikrini zorla kabul ettirmek noktasında değil. Biz, kendi tezimizi doğru üslupla, rasyonel gerekçelerle ifade edeceğiz. Türkiye, reyting kurumlarıyla ilişkiden tutun bankalara ve yatırımcılara kadar çok geniş perspektifte herkesle güçlü stratejik plan çerçevesinde iletişimi çok kuvvetli şekilde sürdürecek.
UYUM VE EŞGÜDÜM: Bu dönemin anahtar kelimesi "uyum" olacak. FİK'i (Finansal İstikrar Komitesi) topladık. Çok farklı bir yapıyla ismini de değiştirerek haftalık olarak benim başkanlığımda toplanacak. Tüm paydaşların eşgüdüm içinde katkısını sağlayacağız. Para politikasını maliye politikasından, maliye politikasını enflasyon politikasından ayırıp yönetmeye çalıştığınızda, uyumdan ve ortak hedefe ulaşma noktasında başarıdan bahsetmeniz çok zor.
GÜNLÜK REFLEKSLE YÖNETİM YOK: Görev süremiz ne kadar olur bilinmez tabi ama biz bu 5 yıllık dönemin bir stratejik planlamasını yapacağız. Bu süreçte günlük yaşayan, anlık gelişmelere takılan bir yaklaşım görmeyeceksiniz. Ekonomi, gündelik reflekslerle değil insanlara güven vererek yönetilmesi gereken bir süreç.
PİYASANIN ÖNÜNDE OLACAĞIZ: Bakanlığımız döneminde hiçbir zaman bize bağlı konularda piyasanın gerisinde olmayacağız. Piyasanın önünde olacağız. Siyaset, toplumun önüne hayal koyar, vizyon koyar, proje koyar, gelecek koyar, ümit koyar. Artık bahane yok. Piyasayla kavga ederek değil, kazan kazan ilişkisine dayalı güçlü bir iletişimle yürüyeceğiz. Açık ve şeffaf olacağız.
EKİP ÇALIŞMASI: Yeni dönemin çalışma yöntemini çok daha güçlü ve dinamik bir bakış açısıyla kurgulayacağız. Özel sektörden profesyonellerle desteklediğimiz güçlü bir ekiple yürüteceğiz. Bu ekibin yanında her konu ve alanda oluşturacağımız dar ekiplerle çok daha aktif ve sonuç odaklı bir süreç yönetimi uygulayacağız.
DİNLEME SÜRECİ: Yeni dönemin altyapısını kurduktan sonra tüm paydaşları dinleme süreci başlatacağız. Akademik camiayı, ekonomi yazarlarını, medyadaki isimleri periyodik toplantılarla dinleyeceğiz. Akıllı olan aklını daha akıllı olan başkalarının da aklını kullanır. Herkesin aklını kullanmak lazım, herkesin aklına ihtiyacımız var. Tüm paydaşların uyumu, koordinasyonu, iletişimiyle, üzerine koya koya gittiğimiz çerçevede güçlü fotoğraf çıkacak.
SOMUT GELİŞMELER: Kademeli olarak BDDK, SPK, Hazine ve Maliye başta olmak üzere, ekonominin sac ayaklarına yönelik somut gelişmeler yaşanacak. Arzu ettiğimiz koordinasyon ve etkinliğin sağlanmasına yönelik adımlar atılacak. 3 aylık bir süreçte yeni fotoğrafı ortaya koyacağız.
YENİ PROGRAM İÇİN 3 ADIM: Adımlarımızın nasıl olacağı belli. 1- Mevzuatdüzenleme. 2-Cumhurbaşkanlığı kararnameleri. 3- Meclis'teki yasal düzenlemeler. Birincisine temmuz, ağustos içerisinde başlayacağız. Kararnamelerle ilgili de ağustos, eylüle kadar ilk atacağımız adımları netleştireceğiz. OVP netleştikten sonraki Meclis açılır açılmaz yasal düzenlemeleri haiz paketi çıkarmaya çalışacağız.
EKONOMİ DİPLOMASİSİ: Yeni dönemde çok boyutlu bir ekonomik diplomasi başlatacağız. Doğu'dan Batı'ya herkesle bu diplomasiyi yürütmemiz lazım. Biz, piyasa dinamikleri uyumlu, reel iktisadi hayatın gerçekleriyle uyuşan bir şekilde, küresel finansal sistemin tamamıyla koordineli ve güçlü bir diplomatik iletişimle çok daha sağlam yürüyeceğiz.
BÜYÜME Mİ ENFLASYON MU: Fiyat istikrarı ve büyüme birbirine alternatifi değil. Tabii ki önümüzdeki süreçte daha gerçekçi ve sağlam ilerleyeceğiz. Birbirini tamamlayacak şekilde başaran örnekler var. Ayakları yere sağlam basan ve sürdürülebilir bir büyüme trendini yakalamayı hedefliyoruz.
ENFLASYONDA HİSSEDİLİR DÜŞÜŞ: Son 1-1.5 yılın dalgalanma süreci enflasyon üzerinde geçişken bir etki oluşturdu. Güçlü adımlarla enflasyonda hissedilir iyileşmeyi sağlayacağız. Para politikaları, maliye politikaları, harcamalar ve likidite politikaları kapsamında, enflasyonla mücadele çok daha uyumlu ve koordineli bir şekilde seyredecek. Türkiye'nin bir daha bu dalgalanmaları, bu şokları yaşamaması için kısa ve orta vadede bu mücadelenin altyapısını güçlü şekilde kurgulayacağız.
VERGİDE DÖNÜŞÜM: Dolaylı vergi yükünün biraz daha dengelendiği, vergi tabanının genişletildiği, reel ekonomi çerçevesinde sürecin oluşturulduğu, performans ve denetim mekanizmalarının tesis edildiği bir dönemi göreceksiniz. Gelir tarafında da bedelli, imar ve vergi barışı ile önemli bir konsolidasyonu sağlayacak, maliyenin kendi içinde de performans modeli uygulayacağız.
DERİNLİKLİ SERMAYE PİYASASI: Güçlü ve kaynak çeşitliliği ile derinleştirilmiş bir sermaye piyasası hedefliyoruz. Enstrüman ve ülke çeşitliliği ile sektörel manada oluşturulabilecek fon çeşitliliği için güçlü adımlar atacağız. Son 15 senede hep belirli dönemlerde nedense hep aynı dalgalanmaları, benzer şeyleri yaşadığımız süreçler oldu. Türkiye'nin bir daha bu viraja girmemesi için tüm altyapıyı güçlü bir noktaya taşıyacağız. Ekonomide hep yedek planlarınız olmalı, enstrüman çeşitliliğini ve sermaye piyasanızda derinleşmeyi sağlamalısınız.
ÜRETİM EKONOMİSİ: KDV konusu başta olmak üzere farklı konularda çalışmalar başladı. Biz bir genel bütçe kalemleri içerisinde reel sektörün hayatını idame ettirdiği yaşam alanlarıyla alakalı bir kısıtlama, sınırlamadan ziyade üretim ekonomisini destekleyecek bir sistemsel dönüşümün adımlarını atacağız.
BAŞKA ÜLKE OLSA AYAKTA KALAMAZDI
BELİRSİZLİK ALGISINA SON: Likidite açısından bakıldığında, vadeyi uzatacağımız bir planlama yapacağız. Süreçleri anlamaya çalışanların, belirsizlik endişesi olanların tamamının beklentilerini bu güçlü iletişimle karşılayacağız. Ama Türkiye'ye karşı operasyon olarak değerlendirilecek süreçlere girenler için şunu söylüyorum: Kaybetme pahasına, zarar etme pahasına bir girişim olur onlar için.ART NİYET ARAMIYORUM
EKONOMİMİZ SAĞLAM: Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve ekonomisi dünyadaki piyasalar içerisinde en sağlam, güçlü temellere sahip ülkelerden biri. Türkiye'nin son 3-5 senede yaşadığı ekonomik ve finansal saldırıları dünyadaki herhangi bir ülke yaşasaydı ayakta kalamazdı. Dolayısıyla, Türkiye için algıolgu olayını bir kenara koyuyoruz. Hakikatin algı olduğu bir sürece doğru gidiyoruz.SPK'NIN KARARI: Piyasada oluşabilen değerin yerli yatırımcı şirket sahipleri tarafından alınabilmesi mantığıyla yaptığını düşünüyorum. Ama içeriden aldığı bilgiyi fırsata dönüştürmenin önünü açması gibi piyasada farklı bir algı oluşturabilir eleştirilerini de dikkate alarak böyle bir noktada bir düzenlemeye gittiğini görüyorum. Orada bir kötü niyet aramıyorum.
Yorum Gönder